İstanbul‘un geriliminden köye göçerek bal üreticiliğine başlayan bayan, kırsal yaşama arılar sayesinde kısa müddette alıştı.
Yıllarca yaşadığı İstanbul’dan sakin bir hayat hayaliyle civar vilayetlerde arazi bakan 42 yaşındaki bir çocuk annesi Gülay Çatal, iki yıl evvel ailesiyle Kırklareli’nin Kayalı köyünden arazi satın aldı.
Çatal ailesi yerlerine küçük bir mesken inşa ettirerek evvel köy hayatına alışmaya çalıştı.
Özel daldaki işini bırakan Gülay Çatal’ın eşi Yalçın Çatal da köydeki yerlerinin bir kısmında ceviz yetiştiriciliği yapmaya başladı.
Gülay Çatal da hem kırsal yaşama süratli adapte olabilmek hem de aile bütçesine katkı sunmak için bal üreticisi olmaya karar verdi. Çatal, Halk Eğitim Merkezinin açtığı arıcılık kursunu tamamlayıp 8 kovanla başladığı arıcılıkta bir yılda kovan sayısını 30’a kadar çıkardı.
Ürettiği balın kilosunu 350 liradan satan Çatal, yılda yarım tona yakın karaçalı balı elde ediyor.
Çatal hayalini kurduğu köy ömrünü sürdürürken aile bütçesine katkı vermenin memnunluğunu yaşıyor.
“Keşke daha evvel gelseymişim”
Çatal, AA muhabirine İstanbul’un çok yorucu ve bir o kadar da gerilimli bir kent olduğunu söyledi.
Kırk yıl yaşadığı kentten kopma fikrinin kolay olmadığını lakin bir anda verdiği kararı eşinin de desteklemesiyle kırsalda yaşamaya başladıklarını anlatan Çatal, “Köy hayatı tatlı sıkıntı. Zira her gün bir iş çıkıyor. Kentte ise yalnızca bir işe odaklanıyorsunuz orada da trafik sıkıntı. Her gün size toprak bir iş veriyor. Fakat en azından huzur içinde yapıyorsunuz. Keşke daha evvel gelseymişim.” dedi.
Salgın ve sarsıntıların akabinde köylerin bedelinin çok uygun anlaşıldığına dikkat çeken Çatal, köyün bu kadar hoş olacağını hayal bile edemediğini lisana getirdi.
Bal üreticiliğine başlamasının köy yaşantısına alışmasını kolaylaştıran en büyük etken olarak gördüğünü söz eden Çatal, arıları sevgi bakımından kendi evladından ayırmadığını söyledi.
Arıcılığı kendisi için bir terapi olduğunu tabir eden Çatal, “Arıların yanına oturup onları izlemek, onların seslerini dinlemek terapi üzere geliyor bana. ‘Bütün gün onları izlesem doymuyorum’ diyebilirim.” dedi.
Çatal, arıları bakımı, bal üretimi ile vaktin nasıl geçtiğinin dahi farkına varmadığını belirtti.
