Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde olan ve 11 ili etkileyen sarsıntıda yaralanan kimi afetzedeler, Edirne’ye getirilerek Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedaviye alındı. 7 yaralının tedavileri, Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Cem Çopuroğlu ve grubu tarafından sürdürülüyor.
Tedavisi devam eden depremzedeler ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Çopuroğlu, “Deprem, ülkemizin gerçeği. Hepimiz çok üzgünüz. Orada takviye olmak için buradan güçlü bir grup gitti. Orada yaşananlar çok güç. Yaralılar, tedavi edilebilenler orada tedavi edildi lakin bu taraflara sevk edilebilenleri biz burada tedavi etmeye devam ediyoruz. Hastalarımız buraya geldiklerinde birinci müdahaleleri yapılmış olanlar var. Burada müdahale ettiklerimiz var. Kendi imkanıyla gelebilenler var. Hepsinin tedavisini üstlendik ve devam ediyoruz. Şu an 7 hastamız var. Birinci müdahaleleri yapıldı, genel durumları âlâ. Uzuv kaybı olanlar var. Genel durumu ağır bakım gereksinimi olan hastamız şu an yok. Serviste takip ediyoruz. Şu an stabil durumdalar” dedi.
Prof. Dr. Çopuroğlu, depremzedelerin tedavi sürecinde psikiyatri kısmından de yardım almaya devam ettiklerini belirterek, “Burada psikiyatriden de yardım alıyoruz. Çok büyük bir yıkım. Bir gece yatarken konutunuz, işiniz, aileniz var lakin sonraki sabah bunları hepsi kaybolmuş olabiliyor. O yüzden önemli bir dayanak gerekiyor. Burada da dayanak veriyoruz” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Kısmı Öğretim Vazifelisi Dr. Eşref Selçuk ise sarsıntının 2’nci gününde Trakya Üniversitesi olarak harekete geçerek Elbistan’a ulaştıklarını söyledi. Selçuk, “Hemen hastaneye ulaştık. Orada Türkiye’nin dört bir yanından gelen tabip arkadaşlarla birlikte müdahalelere başladık. Göçükten çıkarılan hastalara müdahale ettik. Ondan sonra çabucak ameliyatlarına dâhil olduk. Yakınları burada olan hastaları buraya sevk ettik. Bin 300 kilometrelik bir arada hastaların tedavileri devam ediyor” dedi.
‘YARDIM İSTEDİM FAKAT HERKES ENKAZ ALTINDAYDI’
Hasan Akpınar, zelzeleye eşi İlknur Akpınar ile Hatay’ın Antakya ilçesindeki meskenlerinde uykuda yakalandıklarını söyledi. Akpınar, “Anlatırken hala tüylerim diken diken oluyor. Eşim beni uyardı, ‘Sallantı oluyor’ dedi. Fazla paniklemeden 7 saniye içerisinde teras dediğimiz kapı önüne, dışarı çıktık. Daha fazla gidemezdim. Süratli davranıp giderdim de eşimi götüremezdim. Gitseydim de çıkışta öbür meskenlerin ortasında kalırdım. Dediğim yerde daha az ziyanlı çıktık. Sallantı devam edince eşimle bulunduğum kısım çöktü. Beton öne hakikat çökünce ben sırtüstü düştüm, eşim de avlu tarafına düştü. Düşerken de 3 kerpiç büsbütün sağ bacağına geldi. Bana da 2,5 metrelik duvar üstüme düştü. Çıkarmaya çalışıyorum lakin çok sıkıntı. Öteki kerpiçleri alıp üzerimdekileri kırdım. Ayağımı kurtardım, eşimin yanına gittim. Onun da ayağını çıkardım. Etraftan yardım istedim lakin herkes enkaz altındaydı. Kimse kimseye yardım edemez. Buradan kurtulduktan sonra eşimin kardeşleri geldi. Kendisini sırtına yüklediler. Enkazın üstünden boş bir orta sokağa gittik ve kurtulduk” diye konuştu.
‘BİZİ YERLE BİR EDENE KADAR DURMADI’
Hasan Akpınar, sarsıntının uzun sürdüğünü de lisana getirerek, “55 yaşındayım, hayatımda bu türlü bir şey yaşamadım. Zelzele, bizi yerle bir edene kadar durmadı. Kızlarımdan biri dışarı çıkmıştı. Oburu de arkadaşı yalnız kalmasın, diye yerleşkeye gitmişti. Allah’tan konutta yoktular. Onları çıkarmadan konuttan çıkamazdım. Çok vakit kaybımız olurdu, daha çok ağır hasarlar alacaktık. Tekrar de buna şükürler olsun. Herkesten Allah razı olsun. Buraya gelene kadar devlet olsun, özel firmalar olsun çok büyük yarar gördük. En azından eşofman ile çıktığımız, sırılsıklam kaldığımız üzere değiliz. Elbise geliyor, değiştiriyoruz. Allah kimseye bu türlü bir şey yaşatmasın. Düşmanıma bile vermesin” diye konuştu.
‘ÜZERİME KERPİÇLER VE MOLOZLAR DÜŞTÜ’
Depreme uykuda yakalandıklarını söyleyen İlknur Akpınar ise “Eşimle uyuyorduk, sarsıntıya kalktık. Terasa çıktık. Eşimle birlikte sallantının geçmesini bekledik lakin ikinci de bizi yakaladı. Ben bahçeye düştüm, üzerime kerpiçler, molozlar düştü lakin eşim üstte kaldı. Eşimin de üzerine molozlar düştü. Ondan sonrasında aslında ‘İmdat, imdat’ diye seslendi, herkes canının sıkıntısında. Sonra kardeşlerim geldi, çok yakın oturuyorduk. Onların imkanlarıyla çıktım” dedi.
Bacağında 4 kırık bulunduğunu belirten Akpınar, “Ameliyat oldum, platin taktılar. Çok şükür yeterli bakıyorlar, uygunum. Hatay’a İzmir’den ambulans geldi. İzmir Dörtyol’a getirdiler. Orada alçıya aldılar. Orası biraz ağır diye Adana’ya götürdüler. Çukurova Devlet Hastanesi’nde ayağıma demir taktılar. Orası da çok ağır olduğu için damadım, ‘Anne, sana Edirne’de daha âlâ bakarlar, orası daha sakin’ dedi. Onun için kendi imkanlarımızla buraya geldik” diye konuştu.
Gözyaşı döken Akpınar, “Her şey gitti. Ben doğma büyüme Antakyalıyım. Gitti hoş memleketimiz, hiçbir şey kalmadı. Taş üstünde taş kalmadı. Çok şükür ailemizden kaybımız yok” dedi.
