Dini nikahlı eşini uzaklaştırma kararına karşın tehdit eden sanık hakim karşısında
İSTANBUL – Eyüpsultan’da hakkında uzaklaştırma kararı olduğu halde çocuğunun annesi olan Dilek Acu’nun yanına gelip bıçakları birbirine sürterek tehdit ettiği sav edilen kuşkulu Ahmet Çelik hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, “Kendisinin çocuğumuzu yurda verdiğini öğrendim. Kendisine buna ait sitemde bulundum, ortamızda tartışma çıktı” dedi.
Eyüpsultan’da Haziran 2023’de hakkında uzaklaştırma kararı olduğu halde 2022’de ayrıldığı ve 1 çocuğunun annesi olan Dilek Acu’nun konutuna gelen ve bıçak olduğu düşünülen cisimleri birbirine sürterek tehditte bulunduğu tez edilen kuşkulu Ahmet Çelik’in yargılanmasına başlandı. İstanbul 59.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Ahmet Çelik, müşteki Dilek Acu ve tarafların avukatları hazır bulundu.
“Kendisinin müşterek çocuğumuzu yurda verdiğini öğrendim. Kendisine buna ait sitemde bulundum, ortamızda tartışma çıktı”
Duruşmada savunma yapan sanık Çelik, olayın gerçekleştiği arazinin olay öncesinde kendisine ilişkin olduğunu belirterek, “Ben bu arazinin üzerine konut yaptırdım. Daha sonrasında da bu meskeni Dilek’in üzerine geçirdik. Konutu Dilek’in üzerine geçirdikten sonra ortamızda tartışmalar başladı. Evvel kendisi beni amcasının oğluna bıçaklattırdı, yeniden konutun önünde de başıma taşla vurmuşlardı. Olay günü müştekinin olduğu yere gittiğimde kendisinin çocuğumuzu yurda verdiğini öğrendim. Kendisine buna ait sitemde bulundum, ortamızda tartışma çıktı ve ‘çocuğu benden habersiz nasıl yurda gönderirsin ben bu konutu yıktıracağım’ dedim. Kendisine hakaret etmedim yalnızca konutu yıkacağım halinde tehditte bulundum. Elimde rastgele bir kesici alet de bulunmuyordu, bu hususu kabul etmiyorum. Beraatımı ve tahliyemi talep ederim” formunda konuştu.
“Kendisinden uzaklaştırma kararı aldığım halde kendisi bu kararları delip beni daima olarak rahatsız etmekteydi”
Müşteki Dilek Acu ise sanıkla 2008 yılında tanıştığını ve bu tanışmadan dini nikahlı bir birlikteliğin olduğunu belirterek, “2009 yılında bir çocuğumuz oldu. 1 sene birliktelik yaşadık sonra fiili olarak ayrıldık. Olaydan evvel ben kendisinden uzaklaştırma kararı aldığım halde kendisi bu kararları delip beni daima olarak rahatsız etmekteydi. Konutumda hiçbir biçimde huzurlu olamadım. Yeniden çocuğum da huzursuz olduğu için kendisini yatılı okula vermek zorunda kaldım. Kendisi de konutta durmak istemiyordu. Yeniden olay gününe ait olarak sanığın konutun önüne gelerek yapmış olduğu hareketleri kayıt altına almıştım. Kendisiyle yaşadığım müddette darp, hakaret, dayak gördüm. Ben yalnızca kendi çocuğuma baktım kendisinden de zulümden öteki bir şey görmedim. Bahsettiği arazi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir ben de onun kiracısıyımdır. Kendisini istemedim. Ayrıldıktan sonra beni ısrarlı formda takip ediyor, hakaret ediyor, tehdit ediyor. Benim tırnaklarımla yaptığım barınağı, meskeni yıktırmaya çalıştırdı. Çocuğum bu olayları yasamaktan kalp ritim bozukluğu yaşamaya başladı, panik atak yaşamaya başladı. Hiçbir toplumsal hayatımız kalmadı” tabirlerini kullandı.
Duruşmada sanık avukatı, müvekkilinin tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesini talep etti.
Müşteki avukatı ise sanığın mahkeme kararlarını tanımadığını, rastgele bir tahliye durumunda müvekkilini yine rahatsız edeceğini düşünerek sanığın tutukluluk halinin devamını ve elektronik kelepçe takılmasını talep etti.
“Bu adam çıktıktan sonra beni öldürmeye yemin etti”
Müşteki avukatının beyanının akabinde kelam alan Dilek Acu ağlayarak, “Ben yarın burada olmayabilirim. Bu adam çıktıktan sonra beni öldürmeye yemin etti. Ben toplum faydasına bu adamın tedavi altına alınmasını da talep ederim. 7 yıldır ne yaşadığımı siz bilmiyorsunuz” sözlerini kullandı.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Tutukluluk halinin devamına karar verildi
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ahmet Çelik’in üzerine atılı hatanın vasıf ve mahiyetini göz önüne alarak tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
“Ben kendime değil de kendi çocuğuma acıyorum”
Duruşmanın akabinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yapan Dilek Acu, “Öncelikle çok teşekkür ederim. Bu kadar dayanağı hiç görmedim. Ben 7 yıldır bu zulmü yaşadığımda yalnızım ve tek kimsem olmadığı için bu kişi, bu şahıs bana bunu uygulamakta cüret gördü. Yani biz bayanlar ayakta durmalıyız, bu toplumun genel taşı bizleriz. Çocuğumuz darp görüyor, biz konutumuzda basılıyoruz. Annemize, babamıza küfür ediliyor. Biz bunları yaşıyoruz neden? Yani o şahsa karşı bir borcumuz yok. Ortak bir şeyimiz yok. Lütfen toplumun sıhhati ve huzur için bu işe bir tahlil bulunmalı, yetkililere hürmetle rica ediyorum. Şu anda tutuldu, tahminen yarın öbür gün çıkacak. Tahminen ben bu kadar konuşamayacağım. Bir yerde tutup da beni bırakıldıktan sonra tahminen beni öldürecek. Ben kendime değil de kendi çocuğuma acıyorum. Çocuk esirgeme yurdunda yetişecek. Kimsesiz ve annesiz yaşamasın istemiyorum. Anneler öldürülmesin, çocuklar kimsesiz kalmasın” tabirlerini kullandı.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, kuşkulu Ahmet Çelik’in geçmiş hareketleri de dikkate alındığında ısrarlı bir formda hakkında uzaklaştırma kararı bulunan müşteki Dilek Acu’nun güvenliğinden tasa duymasına neden olacak formda takip etmek sureti ile huzursuzluk oluşturduğu da anlatıldı.
Hazırlanan iddianamede kuşkulu Ahmet Çelik’in ‘silahla tehdit’, ‘hakaret’ ve ‘ısrarlı takip’ hatalarından zincirleme biçimde toplamda 3 yıl 9 ay 20 günden 12,5 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması talep edildi.
