Ebebeynler tarafından haberlerden uzak tutulmak isteniyor lakin çocuklar da sarsıntı gerçeği ile karşı karşıya kalıyor. Çocukların yaşına ve gelişimlerine uygun formda sarsıntının anlatılması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, mantıksal fikir maharetleri şimdi gelişmemiş olan 2-7 yaş ortası erken devirdeki çocuklarda zelzele farkındalığı oluşturmaya çalışmanın onlarda korku bozukluğuna yol açabileceğini tabir ediyor. Zelzelenin çocuklara oyunlarla anlatılabileceğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklara öncelikle ebeveynler tarafından inançta oldukları anlatılmalı ve hissettirilmeli. Ebeveynler çocuklar yanlarındayken yorumlarına dikkat etmeli ve çocukların da hislerini anlatmalarına fırsat verilmeli. Olağan hayat rutinleri korunmalı ve isterlerse yardım gönderebilecekleri söylenerek yapan seçenekler sunulmalı” dedi.
‘Depreme Dayanıksız’ Çıkan İskenderun Devlet Hastanesi A Blok Enkazında Büyük Acı !
Psikolog Ergür, zelzelenin çocuklara anlatılma teknikleri ve çocukların zelzele haberlerinden korku duymalarını önleyecek tavsiyelerini paylaştı.
Yaşına ve Gelişimine Uygun Açıklama Yapılmalı
Her ne kadar çocuklar uzak tutulmak istense de sarsıntı gerçeğiyle herkesin karşı karşıya olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocukların bilişsel gelişimine uygun davranarak bir yaklaşım sergiliyor olmak yetişkinlerin sorumluluğudur. Bu sebeple çocukların yaşına ve gelişimine uygun bir biçimde onlarla durumu paylaşmak yerinde olacaktır. Konutta haber kanalları açık ve tüm aile telaşla edindiği bilgileri yakınları ile paylaşıyorken çocuklarımızı bu durumun dışında tutabilmek çok da mümkün olmuyor” dedi.
Dikkat! Bilgilendirmek İsterken Çocuklarda Telaş Oluşturabilirsiniz2-7 Yaş Kümesinde Telaş Bozukluğu Oluşabilir
2-7 yaş ortası erken periyotta çocukların mantıksal düşünme maharetinin şimdi gelişmemiş durumda olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Ergür, “Bu sebeple bu yaş kümesindeki çocuk maruz kalmadıysa, durumun farkında değil ise zelzele ve yaşanılanlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermek ve farkındalık yaratmaya çalışmak edinmiş olduğu bilgiyi şimdi işleyemeyecek ve anlamlandıramayacak olan bu yaş kümesi çocuklarımızda telaş bozukluğuna yol açabilir” ihtarında bulundu.
Deprem Oyuncaklarla Anlatılabilir
Uzman Klinik Psikolog Ergür, zelzeleye ya da sarsıntı imajlarına, görüntü ya da haberlerine maruz kalmış bir çocuğun bu durumu anlamlandırmaya muhtaçlık duyduğunu söyledi ve kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu durumda soyut muhakemenin kâfi seviyede olmadığı çocuklara bu kavramı somut bir formda anlatmak faydalı olacaktır. Oyun çocuklara ulaşmanın en süratli ve tesirli yoludur; bu sebeple oyuncakları, lego üzere blokları kullanarak zelzelenin oluşumunu ve tesirlerini basitçe çocuğa anlatmak çocuğun durumu kavrayabilmesine yardımcı olur. Kolay bir lisan ile dünyamızdaki tabiat olaylarını örneklendirerek güneşin doğması, şimşeklerin çakması kar ve yağmur yağışı üzere zelzelenin de yeryüzünde meydana gelen doğal bir oluşum olan sarsıntılar olduğu açıklanabilir. Herbirimizde olduğu üzere bilinmezlik çocuklarımıza da telaş veriyor, durumu ne kadar bilinir hale getirirsek çocuklar o kadar inançta hissedeceklerdir.”
Duygularını Anlatmalarına Fırsat Verilmeli
Duydukları ve şahit oldukları karşısında telaş ve kaygı yaşamakta olan çocukların hislerini yaşamalarına fırsat verilmesi gerektiğini vurgulayan Ergür, “Çocuğumuzun hislerini anlamamız ve hissettiklerinin olağan olduğunu fark edebilmesini sağlamak ve de kendi hislerimizi da paylaşmak kıymetlidir. Yaşananlar karşısında üzgün olduğumuzu paylaşmak çocuğumuzu endişelendirmek yerine onları rahatlatacaktır. Ebeveynler olarak yanlarında olduğumuzu, onları koruyabileceğimizi, inançta olmak için aldığımız tedbirleri, konutumuzun sağlam ve güçlü olduğu ve de inançta olduğumuzu paylaşıyor olmamız çocuklar için rahatlatıcı ve sakinleştirici olacaktır” diye konuştu.
Çocuklara Yapan Seçenekler Sunulabilir
Çocuklarımızı her olumsuz durumdan korumak istiyor olsak da bilhassa daha büyük yaş kümesindeki çocuklarımızı bu derece büyük bir felaketten büsbütün habersiz tutabilmemizin imkansız ve de gerçekçi olmaktan uzak olduğunu belirten Ergür, “Çocuklarımızın yaşını dikkate alarak kısa ve öz bir halde durumu aktarmak uygun olacaktır. Bu sayede çocuklarımız acının varlığından haberdar olmanın yanı sıra acıyla baş edebilmenin sağlıklı yollarını da öğrenebileceklerdir. Ziyan gören beşerler için üzüldüğümüzü, onlar için dua edebileceğimiz ve onlara yardım gönderebileceğimiz üzere imkanımız çerçevesinde yapan seçenekler sunabilir ve birlikte uygulayabiliriz” dedi.
Ebeveynler Yorumlarını Dikkatli Yapmalı
Çocuklarımızın en temel muhtaçlığının inançta hissedebilmek olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu sebeple çocukların yanında olan ve kendi hislerini düzenlemek için gereksinim duydukları ebeveynlerinin ya da bakım veren yetişkinlerin kendi reaksiyonlarına dikkat etmeleri çok daha değerlidir. Yetişkin olarak bizlerin kendi hissimizi regüle edebilmemiz hem çocuklarımız hem de kendimiz için büyük kıymet taşır. Yaşadığımız bu kuvvetli felaket sonrası hepimizin kalbi bu bölgede atıyor lakin çocuklarımızın yanında iken haberleri sınırlamak, çocuklarımızın bu haberlere maruz kalmasını önlemek uygun olacaktır. Buna ek olarak çocuklarımızın yanında yaşananlarla ilgili yorumlarımıza ve kendi dertlerimizi nasıl dışarı yansıttığımıza dikkat etmemiz gerekiyor” sözlerini kullandı.
Rutinleri Korunmalı, İnançta Oldukları Hissettirilmeli
Tüm yaş kümelerindeki çocukların rutinlerini mümkün olduğunca muhafazaya çalışmamız gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Ergür, “Güvende hissetmeyen bir çocuğun yeme, uyku, oyun üzere rutinlerinde, ebeveynlerinden ayrılması gereken durumlarda ağlama ve beklenmedik bir hırçınlaşma davranışı sergiliyor olması ailelerin dikkatli olmalarını akla getiren sinyaller olarak yorumlanmalıdır. Çocuklarımızın temel muhtaçlığı olan güvenlik hissini destekleyebilmek ismine biz ebeveynler sakinliğimizi koruyarak itimat verici takviye sağlamak için gayret göstermeliyiz. Çocuklarımızın taşıyabileceği seviyede zorlukla müsabakasına müsaade verirken, sevgimizle sarmalayarak inançta hissetmelerini sağlayabilirsek, baş etme maharetlerini geliştirmiş ve hayata hazır hale gelmelerini desteklemiş olabiliriz. Uygun halde yönetilemeyen durumlarda profesyonel takviye almak oluşabilecek daha büyük sorunların süratlice önüne geçmemizi sağlayacaktır” dedi. (BSHA-Bilim Ve Sıhhat Haber Ajansı)
