Çeşitli kabahatlerden 26 adet kabahat kaydı bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti, 22 Eylül’de İstanbul’un Ümraniye ilçesinde bir polisin silahını alarak etrafa ateş açtı. Geçti’nin açtığı ateşde bir öbür polis memuru 27 yaşındaki Şeyda Yılmaz şehit oldu. Olayın akabinde gözaltına alınan katil zanlısı tutuklandı.
Yunus Emre Geçti’nin annesi Pınar Geçti, hiçbir anne-babanın çocuğunun bu durumda olmasını istemeyeceğini belirterek “Benim canım yandı. Nitekim polisimiz ölene kadar ben ölseydim. O silahı ben yeseydim. Ben kurşunlara gelseydim keşke” dedi.
‘Devlete yalvardım… O kadar karakollara gittim…’
Pınar Geçti şunları kaydetti: “Ama şunu söyleyeyim… Yapacak bir şeyim varsa gelsinler. Twitterlarda, toplumsal medyalarda, ‘Yok nasıl bir anne, nasıl bir babasınız’. Allah’ınızı seviyorsanız, devletime sesleniyorum, ben çocuğumun bu kadar makus olmasını ister miyim? Ben bir anneyim, bir babayım. Yaralandım. Bunu gidin, söyleyin herkese. 26 hatadan benim çocuğumun kaydı varsa niçin devlet bunu almadı? Niçin devlet bunu götürmedi? Niçin düne kadar elini kolunu salladı. O kadar ben devlete yalvardım. O kadar karakollara gittim. O kadar her şeyi söyledim. Bu çocuk unsur bağımlısı, bu çocuk husus satıyor, bu çocuk unsur kullanıyor. Bunların hepsini söyledim ben. Bunları hepsini söyledim ben. Yeniden ben çocuğumun yerini söyledim. Yeniden çocuğumun ben yerini söyledim, buldurdum. Fakat lakin hiçbir anne baba istemez. Çocuğunu kalkıp da polisimizi şehit edecek kadar bir anne baba, cani miyim ben? Ben hakikaten çok üzgünüm.”
Şehidin ailesine başsağlığı dileyen Pınar Geçti, “Ailesine de Allah sabır versin. Gerekirse ailesinin yanına da gitmeyi düşünüyorum. Keşke, polisimize değil de bana gelseydi, ben öleydim. O benim başıma gelseydi. Bak, hem topuğumdan hem bacağımdan yaralandım” dedi.