İstanbul boğazında 1,2 kilometrelik kıyı şeridine inşa edilen Galataport İstanbul, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerine gastronomi, kültür sanat ve alışveriş imkanı sağlıyor.
Açılışı 29 Ekim 2021’de gerçekleşen Galataport ile kentin tarihi limanı dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına ve yeni bir destinasyona dönüştü. Ayrıyeten yıllardır kullanıma kapalı olan kıyı şeridi erişime açıldı.
Düşük katlı yapıları, mahalle konseptinde tasarlanmış, bölgenin tarihi dokusuyla ahenk içindeki mimarisi, alternatif ulaşım imkanları üzere birçok özelliğiyle yapı, ziyaretçilerine nefes alan bir ortam sağlıyor.
Dünya çapındaki emsal projeler için bir ilham kaynağı olan Galataport, dünyada birinci sefer hayata geçirilen ve özel bir kapak sistemi ile yerin altında kurgulanan terminale konut sahipliği yapıyor. Tarihi liman ise İstanbul‘un dünyaya denizden açılan kapısı olmaya devam ediyor.
Projenin ayaklarından birini oluşturan 2 bin 400 araç kapasiteli yer altı otoparkı da kentin park probleminin tahliline katkı sağlıyor.
“Bölgeyi rehabilite edip İstanbulluların kullanımına açtık”
Galataport İstanbul Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bali, AA muhabirine yaptığı açıklama, projenin İstanbul’un çok bedelli bir bölgesinde bulunduğunu belirterek, “Aşağı üst bin sene evvel Cenevizliler tarafından kuruldu burası. Son 200 yıldır gümrüklü alan olması münasebetiyle halkın erişimine çok açık bir bölge değildi. Galataport İstanbul’un ana hedeflerinden biri bu bölgeyi rehabilite ederek İstanbulluların ve bütün dünyanın kullanımına ve beğenisine açmaktı.” dedi.
Limanla birlikte bölgedeki tarihi binaların zelzeleye karşı güçlendirilip ve restore edilmesinin sağlandığının altını çizen Bali, şunları aktardı:
“İlk olarak girişimizde bulunan ve 1848’de Sultan Abdülmecid tarafından yapılmış Tophane Saat Kulesi’ni buna örnek verebiliriz. Birçok İstanbullunun bu saat kulesinin varlığından haberi bile yoktu zira çok eski ve saklanmış bir durumdaydı. Biz buranın onarımında yaklaşık 1,5 metrelik bir katı keşfettik. Kulenin uzunluğu uzadı onarım sırasında. Yaklaşık 12 derece denize yatmıştı. O düzeltildi ve tüm dış cephesi ve saati tamir edilerek bu hoş meydana kazandırıldı. Bunun dışında Paket Postanesi var. Bu rıhtımın en eski binası ve 1911’de yapılmış. O da çok farklı işlevler için kullanılmış. İçinde çok fazla tekrar ele alınması gereken bölgesi vardı. Çatısının onarımı Tuzla’da bir tersaneye taşınıp tekrar bir ortaya getirilip buraya monte edilerek yapıldı. Orası da şu anda kullanıma açık ve üstü kapalı tek alışveriş noktamız.”
“Amacımız, ziyaretçilerin kültür-sanat aktivitesi içinde yer alması”
Liman hizmete açıldığından bu yana kültür ve sanat faaliyetlerinin merkezi haline geldiğini kaydeden Bali, bu kapsamda projede yer alan İstanbul Çağdaş ve Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Fotoğraf ve Heykel Müzesinin kıymetli rol oynadığına dikkati çekti.
Bali, limanda gerçekleşen konser, atölye çalışması ve stantlara de işaret ederek, “Ana hedeflerimizden bir tanesi, buraya gelen ziyaretçilerin,ne maksatla ve nereden geliyor olursa olsun Galataport’ta bir kültür-sanat aktivitesi içinde yer almasıdır.” sözlerini kullandı.
Kültür ve sanat faaliyetlerinde çocuklara da ehemmiyet verdiklerini belirten Bali, “Bu kapsamda Küçük Prens standımızı hayata geçirdik. Dünya çapında en tanınan kitaplardan biri ve bu sene 80. yılını kutluyor. Stant de buna özel kurgulanmış durumda. Çocuklarımız ve ebeveynleri bu stantta dev gül bahçesi ve 3 boyutlu alanlarda kendilerini deneyimleyebiliyor.” diye konuştu.
“Deniz dolmuş projemiz çok beğenildi”
Galataport İstanbul’un, Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali”nin başlangıç noktasında yer aldığını vurgulayan Bali, bu sene de kültür, sanat ve gastronomi alanında faaliyetler planladıklarını lisana getirdi.
