Bu restoranda çatal bıçak kullanmak yasak
3 parmakla tescilli lezzeti yiyorlar
DENİZLİ – Denizli‘nin klasik metotlarla taş fırınlarda pişirilen tescilli eser Denizli Kebabı, birinci günden bugüne çatal ve bıçaksız servis ediliyor. Kente gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gören kebabın tadına yalnızca el ile bakılabiliyor.
Denizli’de 20. Yüzyılın başlarından bu yana klâsik tekniklerle hazırlanan Denizli Kebabı, kente gelen konukların yemek tercihleri ortasında birinci sıralarda yer alıyor. Kuzu etinden yapılan, tandır ateşinde pişirilen tescilli kebabı, yöre halkının yanı sıra gelen yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça tercih ediliyor. Ziyaretçiler, klasik metotlarla hazırlanan ve çatal ile bıçak kullanılmadan tüketilen bu yöresel lezzetin tadına bakmadan kentten ayrılmıyor. Sekiz kesime ayrılan kuzu, sakız ağacının kütüklerinden tavlanan fırınlarda pişiriliyor. Pişerken etlerden süzülen yağ, ana yemek ile birlikte servis edilen pide ekmeğinin yağlanmasında kullanılıyor. Müşterinin isteğine nazaran pişen etler yağlı ya da yağsız olmak üzere gramaj ya da kilo ile tartılarak servis açılıyor. Ana yemeğin yanında kuru soğan, domates ve biber veriliyor.
Metal çatal, kebapta lezzeti düşürüyor
Asırlık lezzeti müşterilerinin beğenisine 41 yıldır Merkezefendi ilçesine bağlı Saraylar Mahallesi 357. Sokakta bulunan Kebapçı Dursun isimli işletmesinde çatal ve bıçak olmadan sunan Dursun Göçenoğlu, “Bizim Denizli Kebabımızın geçmişi 200 yıllara dayanıyor ancak biz 1982 yılından itibaren bu işi yapıyoruz. Denizli Kebabının en değerli özelliklerinden bir tanesi doğal olması, sakız odunu ile pişmesi ve 9 aylık kuzulardan oluşmasıdır. Tabi en değerlisi çatal ile bıçak yerine elle yenilmesidir. Bilimsel olarak olaya baktığımız vakit bunun özelliğinden bir tanesi de metalin sıcak ete temasında yüzde 30 kıymet kaybının yaşandığı biliniyor. O açıdan çatlak ve bıçak restoranımızda yok. Büsbütün elle yiyoruz. Evvel bir yadırgama oluyor. Sonra kebabı yiyip, lezzetin tadını aldıklarında bize hak veriyorlar. Bir daha geldiklerinde ‘Biz hazırlıklı geldik ve ellerimizi yıkadık’ diyorlar” dedi.
“Yurtdışı ve yurtiçinde restoranımıza gelen konuklarımız çok fazla oluyor”
Tescilli kebabı, yerli ve yabancı turistlere sunduğunu ve çok hoş kelamlar duyduğunu belirten Kebap ustası Dursun Göçenoğlu, “Yurtdışı ve yurtiçinde restoranımıza gelen konuklarımız çok fazla oluyor. Herkes artık Denizli Kebabının elle yenildiğini ve kebabın değerini biliyorlar. Tadının ne kadar lezzetli olduğunu da anlıyorlar. Herkesi kebapçı Dursun olan restoranımıza davet ediyoruz. Gelip tadına restoranımızda kesinlikle baksınlar” diye konuştu.
“Çatal ile etin lezzetini alamıyorsun lakin ellin ile yağa bandıra bandıra yiyince tadını alıyorsun”
Gaziantep‘teki lezzetlere oranla çok farklı bir damak tadını verdiğini söyleyen Merdan Savrun, “Gaziantep’ten Denizli’ye geldim. Burada birinci kere meşhur kebabı yedim. Nitekim çok hoş ve Antep mutfağından çok farklı olduğunu gördüm. Çatal ile elle yemek ortasında çok fark olduğunu anladım. Çatal ile etin lezzetini alamıyorsun lakin ellin ile yağa bandıra bandıra yiyince tadını alıyorsun. Herkese elle yemesini tavsiye ederim” halinde konuştu.
“İlk başta garipsediler sonra tadına baktıkça mutlu kaldılar”
Misafir arkadaşlarına birinci kere kebap yedirdiğini ve arkadaşlarının kebaptan çok şad kaldığını lisana getiren Eren Özben, “Arkadaşlarım İstanbul’dan geldi. Ben de onları gitmeden kentimizin en meşhur kebabını yedirmek için Kebapçı Dursun’a getirdim. Arkadaşlarım elleriyle kebabı yiyince çok şaşırdılar. Birinci başta garipsediler sonra tadına baktıkça mutlu kaldılar. Bu türlü olmasını beklemiyordular lakin şu anda çok sevdiler. İstanbul’da daima çatal ve bıçak kullandıkları için daha evvel elleriyle kebap yemediler” sözlerini kullandı.
